25 Şubat 2008 Pazartesi

Bir blog yazalım bakalım

Çok klasik olacak ama bloga ( nonoş g ile mi yazılacaktı bu ) küçük yaşlarda başladım. Daha ben sabi sübyan denilecek yaştayken dönemin önde gelen blogcularının sohbetleri ve hatıraları ile büyüdüm. üsküdardaki ahşap konağımızda yeni kurulmuş gencecik cumhuriyet aydınları harıl harıl rousseau'yu ve kaptan Cousteau'yu tartışırlardı. blogzade Nusret Efendi ile Single shot Hilmi Bey'in kopernik evrenini irdeledikleri akşamlar ben de onarılması mümkün olmayan izler bıraktılar. minik dünyam ve bedenimde kocaman bir düşünce tümörü büyüyor beni tarif edilmez hayal alemlerine sevkediyordu... evet yazmalıydım ... mutlaka yazmalıydım...

Tüm bu kavramlar karmaşasının baskısından titremeli bir öksürükle uyandım ve nemli çarşafımdaki izmarit yanığını sırtında boynuzlu bir ucube tasiyan bir susamuruna benzeterek hafif tırsarak gözlerimi kapadım. gerçekle yüzyüze gelmek agzimin tadini bozmustu ziyadesiyle... yazamayacaktım. nasıl yazmalıydım ,yaza yazamı yazsam, yazmadan mı yazsam derken birşeyler yazayazdım.

Html dili argurup
tema şablon turgurup
begler blog yazdurup
İmdi screenshot aldin mi

Profil preview yapturup
hepten kendini kapturup
monitorden kediyi indirip
copy-paste yaptın mı

- Alper Tunga destanından- powered by Hayvan Herif-